Sivas Psikolog Öneri 28Tem, 2024
Panik Atak Tedavisi Sivas Psikolog

Sivas’taki merkezimiz, panik atak tedavisinde uzman psikologlarla hizmet vermektedir. Panik atak tedavisi, bazen psikiyatrik değerlendirmelerle de desteklenebilir. Randevu almak için Sivas’ta bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Panik Atak Nedir?

Panik atak, aniden yoğun bir korku dalgası ile kendini gösteren bir durumdur. Bu tür ataklar, kişinin kendini tehlikede hissetmesiyle başlar ve kaygı düzeyi arttıkça fizyolojik semptomlar da ortaya çıkabilir, bu da durumu daha da zorlaştırabilir.

Panik atak sırasında aşağıdaki semptomlardan dört veya daha fazlasını yaşamak mümkündür:

  • Kalp çarpıntısı veya kalbin hızla atması,
  • Terleme, titreme veya vücutta sarsılma,
  • Nefes darlığı veya boğulma hissi,
  • Solunumun kesilmesi, göğüs ağrısı veya göğüste baskı hissi,
  • Bulantı veya karın ağrısı,
  • Baş dönmesi, sersemlik, düşme veya bayılma hissi,
  • Derealizasyon (gerçek dışı hissetme) veya depersonalizasyon (benlikten ayrılma),
  • Kontrolünü kaybetme veya deli olma korkusu,
  • Ölüm korkusu,
  • Paresteziler (uyuşma veya karıncalanma),
  • Üşüme, ürperme veya ateş basmaları.

Birçok kişi zaman zaman panik yaşar ve bu belirtilerden bir veya birkaçını deneyimleyebilir. Bu, doğal bir durumdur; ancak bazı kişiler bu belirtilere odaklanarak kaygılarını artırabilirler.

Panik atak yaşayan bireylerin yaşadıkları deneyimlerden bazı örnekler:

  • “Nefes almakta zorlanıyorum, kalbim hızla atıyor, yüzüm ateş gibi yanıyor, ellerim uyuşuyor. Acil servise koştum, doktor hiçbir sorun olmadığını söyledi ama buna inanmadım. Pek çok doktor gezdim, hepsi fizyolojik bir problem bulunmadığını belirtti.”
  • “Ne zaman bir panik atağı geçireceğimi bilemiyorum. Her gittiğim yerde ‘burada kriz geçirirsem ne yaparım?’ diye düşünüyorum.”
  • “Evde otururken kalp atışlarım bir anda hızlandı, nefes almakta zorlandım. Kalp krizi geçirdiğimi düşündüm ve hemen acil servise koştum. Doktor kalbimde bir sorun olmadığını söyledi.”

Panik atak yaşayan kişiler genellikle ‘ya olursa’ düşünceleriyle boğuşur ve bu düşünceler, yeni atak riskini artırabilir. Olumsuz düşünceler, panik atakların en büyük tetikleyicisidir. Bu düşünceleri değiştirmek ve belirtileri hafifletmek için bir psikolog ile görüşmenizi tavsiye ederim.

Panik Atak (Panik Bozukluk) Tedavi Edilebilir Bir Sorundur.


Sivas Psikolog 27Tem, 2024
Sivas’ta Anksiyete Tedavisi

Sivas’taki merkezimizde, alanında uzman psikologlarımız tarafından anksiyete tedavisi sunulmaktadır. Anksiyete bozukluğu tedavisi sırasında, gerekirse psikiyatrik değerlendirme de yapılabilir. Sivas’ta anksiyete bozukluğu terapisi için Sivas Psikologlarından randevu almak üzere Sivas’ta en iyi psikolog listemizden Sivas psikologlarıyla iletişime geçebilirsiniz.

Anksiyete ve Kaygı

Anksiyete, diğer duygusal hallere göre kendine özgü özellikler taşıyan bir duygudur. Bu duygu, genellikle içsel bir rahatsızlık, kötü bir şey olacakmış hissi veya korku benzeri bir durum olarak tanımlanır ve kişiye bir tehdit sinyali verir.

Anksiyete, kişinin tehditlerle başa çıkabilmesi için gerekli önlemleri almasını sağlar. Korku, dışsal bir tehdide verilen bir tepkidir; buna karşılık anksiyete, bilinmeyen ve içsel çatışmalara karşı bir yanıttır. Dışsal bir tehlike karşısında birey korku yaşar; içsel çatışma ve tehditler ise genellikle bunaltıcı olabilir.

Fizyolojik olarak çarpıntı, nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme, titreme ve aşırı terleme gibi belirtiler gözlemlenebilir. Psikolojik olarak ise sıkıntı, heyecan, ani kötü bir şey olacakmış hissi ve korku yaşanabilir. Anksiyete, kişinin yeni koşullara uyum sağlamasına ve ruhsal gelişiminin ileri seviyelere taşınmasına yardımcı olabilir. Ancak, engelleyici bir işlev de görebilir; verimi düşüren, kişiler arası ilişkilerde sorunlar yaratan ve fiziksel belirtilerle birlikte ortaya çıkan anksiyete durumları patolojik olarak değerlendirilmelidir. Anksiyetenin olumlu veya olumsuz etkilerini belirlemek oldukça önemlidir.

DSM-5’e göre, anksiyete bozuklukları şunlardır: ayrılma kaygısı bozukluğu, seçici konuşmazlık (mutizm), özgül fobi, sosyal kaygı bozukluğu (sosyal fobi), panik bozukluk, agorafobi, yaygın kaygı bozukluğu, madde ile ilişkili kaygı bozukluğu, başka bir sağlık durumuna bağlı kaygı bozukluğu ve tanımlanmamış kaygı bozukluğu.

  • Ayrılma Kaygısı Bozukluğu: Çocuklarda, reddedici ve aşırı korumacı tutumlar, alaycı davranışlar ve diğer baskı durumları nedeniyle gelişebilir. Bu bozukluk, çocuğun bağlandığı kişilerden ayrılma, uzak kalma veya görememe durumlarıyla ilgili yaşadığı sıkıntıları içerir ve okul ve sosyal hayatında sorunlara yol açabilir.
  • Panik Bozukluk: Belirli bir duruma bağlı olmaksızın sık panik ataklar ve bu atakların tekrar yaşanma endişesi ile karakterizedir. Panik ataklar, ani ve şiddetli bir endişe, korku ve dehşet hissi ile tanımlanır. Atak sırasında çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı ve baş dönmesi gibi belirtiler görülebilir.
  • Yaygın Kaygı Bozukluğu (YKB): Kişinin neredeyse her gün birçok olay ve etkinlik hakkında aşırı kaygı duyması olarak tanımlanır. YKB’li bireyler, ilişkiler, sağlık ve maddi konular gibi konularda aşırı endişe yaşar ve odaklanma güçlüğü, kolay yorulma ve kas gerginliği gibi belirtiler gösterir.
  • Sosyal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi): Sosyal ortamlarda, başkalarının gözünün üzerinde olduğu durumlarda yaşanan mantıksız ve ısrarlı korkularla karakterizedir. Toplantılar, sunumlar ve yeni insanlarla tanışma gibi sosyal durumlarda yoğun bir kaygı yaşanır. Bu durum, bireylerin normal aktivitelerini etkileyebilir ve sosyal etkileşimlerde zorlanmalarına neden olabilir.
  • Agorafobi: “Pazar yeri korkusu” olarak adlandırılan bu bozukluk, toplu taşıma araçları, açık alanlar ve kalabalık ortamlarda yoğun bir korku ve kaygıyı içerir. Genellikle travmatik olaylar ile tetiklenir ve panik bozukluk ile birlikte görülebilir.
  • Özgül Fobi: Belirli nesne veya durumlara karşı tekrarlayan ve ısrarlı korkularla karakterizedir. Korkulan nesneler genellikle hayvanlar, yükseklikler veya fırtınalar gibi öğeleri içerir. Kişi korkunun aşırı olduğunu bilmesine rağmen, bu nesnelerden kaçınmak için büyük çaba harcar.
  • Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm): Çocukluk döneminde başlayan ve bazı ortamlarda konuşabilen çocuğun, diğer sosyal ortamlarda konuşmaması ile karakterizedir. Bu durum, genetik, mizaçsal ve çevresel faktörlerin etkisiyle gelişir.
  • Madde İle İlişkili Anksiyete Bozukluğu: Keyif verici maddelerin veya reçeteli ilaçların kullanımına bağlı olarak gelişebilir. Semptomlar, madde kullanımından sonra 1 ay içinde ortaya çıkar ve kullanılan maddenin özelliklerine göre değişebilir.
  • Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu: Hipertiroidi, hipotiroidi, vitamin B12 eksikliği gibi tıbbi durumlar anksiyete belirtilerine neden olabilir. Tıbbi bozuklukların tedavi edilmesi, anksiyete belirtilerinin gerilemesine yardımcı olabilir.